Hesperian Health Guides
Maden alanlarında güvenlik
HealthWiki > Topluluk için Çevre Sağlığı Rehberi > Bölüm 21: Madencilik ve sağlık > Maden alanlarında güvenlik
Maden çıkartma şirketleri maden ocaklarının güvenli biçimde işletilmesinden sorumludur. Hükümetler, maden işçileri ve onların sendikaları ise şirketlerin bu sorumluluklarını yerine getirip getirmediğini denetlemekten sorumludur. Ne yazık ki, çoğu hükümet sağlık, güvenlik ve çevreyle ilgili mevzuatın uygulanmasını zorlamamaktadır. (Kanunların madencilerin insan ve çevre haklarını nasıl koruduğu hakkında bilgi için bkz Ek B.)
İşçiler ve halk zararlı maddelere maruziyeti azaltmak için kendilerini zarardan korunma, bilgi ve techizat ve eğitim alma hakkına sahip olmalıdır. Madenciler ve halk sıklıkla şartların olabildiğince güvenli olmasını sağlamak amacıyla güvenlik komiteleri oluştururlar. Ayrıca güvenlik komiteleri acil durumlar için yaralı işçileri taşıma ve tehlike altında olan herkesi boşaltma planları da yaparlar.
Maden işleticileri tüm çalışanlara koruyucu ekipman temin etmeli ve bunları iyi durumda tutmalıdır. Maden işleticileri her maden işletmesinde ilk yardım teçhizatının, bulunduğunu ve bunlara tüm işçilerin erişebileceğini garantilemelidirler. En önemlisi, tüm çalışanların kimyasalların tehlikeleri konusunda eğitilmesidir.
Maden çıkartmanın çevreye verdiği zararın azaltılabilmesi için maden alanlarının yakınındaki sularda ve havada kirliliğin belirtileri izlenmelidir. Zehirli kimyasallara, aşırı toza ya da diğer tehlikelere maruz kalabilecek insanlar sağlık görevlilerince düzenli olarak kontrol edilmeli ve herhangi bir sağlık sorununun ilk belirtisi ortaya çıktığında tedavileri yapılmalıdır.
İçindekiler
Madencilerin hayatlarını iyileştirmek için örgütlenme
Madenciler birlikte çalıştıklarında dağları yerinden oynatabileceklerini bilirler! |
Tüm dünyadaki madenciler işçi sendikaları ve kooperatifler oluşturarak ve madencilik şirketlerine kanunlara uymaları, hükümetlere de kanunları uygulatmaları için baskı yaparak hayat şartlarını, güvenliklerini ve sağlıklarını iyileştirdiler. Madenlerde sağlığı ve güvenliği düzenlemek, uluslararası anlaşmaların uygulanmasını sağlamak için kampanyalar düzenlediler. Madenciler ve destekçileri, adaletsiz, güvensiz ya da çevreye zararlı olduklarında maden çıkartma operasyonlarını durdurmak için grevler, gösteriler ve ablukaya alma gibi eylemler yaptılar.
Bolivya’da kadın madenciler bir kooperatif kurdular
Bolivya’da kadınlar madenlerin yakınındaki atık yığınlarından altın, gümüş ve kalay kırıntıları toplar. Kadınların çoğu kocaları maden çıkartma kazalarında ya da silikozisten öldükten sonra bu zor işi yapma zorunda kalır. Sıklıkla kirlenmiş suda herhangi bir koruma olmaksızın uzun süreler boyunca çalışırlar. Çok az para kazanırlar. Eskiden, hükümet tarafından işçi bir kabul edilmiyorlardı. Adeta görünmez insanlar gibiydiler.
Bir gün, bir maden çıkartma şirketi bir grup kadının çalıştığı bir atık alanında yol açma çalışması başlattı. Kadınlar bir tepenin üstüne çıkarak tek geçim kaynak kaynaklarının tahrip edilmesini protesto ettiler. Yol açma çalışmasını durdurmayı başaramadılar ama haklarını almak için mücadeleyi sürdürdüler. Topladıkları kırıntıları satın alan şirketlerden daha fazla para talep etmek üzere bir kooperatif kurdular. Şirketler daha fazla para vermeyi reddettiler. Ancak hükümet onların mücadelesinin farkına vardı ve şirketlerin kadınlara hastalık nedeniyle işe gelemediklerinde de ücret ödemelerini sağlayan kanunlar çıkardı.
Bu küçük bir adımdı, ancak kadınların çalışmasının hükümet tarafından ilk defa tanınması anlamına geliyordu. Bu küçük zafer kadınlara ve diğer maden işçilerine kooperatifler, sendikalar kurmayı sürdürme ve adalet için örgütlenme ilhamı verdi.
Şirketleri hesap vermeye zorlama
Maden çıkartma işlerinin çoğu yönetim merkezleri madenin çıkartıldığı yerden çok uzakta olan ülkelerde olan çokuluslu şirketlerce yapılır. Bu, onlara değişim için baskı yapmayı zorlaştırır. Ancak dünyanın değişik yerlerindeki insanlar organize olup şirketleri uygulamalarını değiştirmeye zorlayabilirler.
Asbest madeni çalışanları sonunda davayı kazandırlar
Audrey çocukken, Güney Afrika’da İngilizlere ait Cape Madencilik Şirketi’nde çalıştı. Onun görevi asbest tozu üzerinde gezinerek gemiyle nakledilmeden önce torbalanmaya hazır hale gelmesini sağlamaktı. Başlarında onun ve diğer çocukların sürekli çalışmalarını sağlayan bir gözetmen vardı. Gözetmen duranı kırbaçlıyordu. Audrey çok sayıda diğer işçi gibi asbest soluma nedeniyle hasta oldu.
Otuz yıl sonra, Audrey sağlık sorunlarının nedeni olarak İngiliz şirketini suçlayan binlerce Güney Afrikalıya katıldı. Şirket davaya Güney Afrika mahkemelerinin bakmasını sağlamak için 3 yıl harcadı. Ancak Audrey ve birlikte hareket ettiği insanlar Güney Afrika mahkemesinin ülkeye çok miktarda para getiren büyük bir şirkete karşı adil yargılama sağlayamayacağına inanıyorlardı. Audrey ve arkadaşları başka ülkelere giderek insanlara mücadeleleri hakkında bilgi verdiler ve onların desteğini kazandılar. Sonuçta mahkemeler davanın asbest şirketinin merkezinin bulunduğu İngiltere’de görülmesine karar verdiler.
Yaklaşık 5 yıl süren hukuk savaşından sonra, şirket pes etti. Madencilere, neden oldukları zarar için milyarlarca dolar para ödedi. Bugün, çoğu ülkeler asbest üretimini ve kullanımını yasaklamış durumdadır. Nihayet 2008’de, Güney Afrika dünyanın en büyük asbest üreticilerinden biri olmaktan çıkıp asbestin ve asbest ürünlerinin üretiminin ve kullanımının yasaklandığı bir ülke haline geldi.